27 Şubat 2007

Hakan Akçalar

ile admin

Benim havacılık maceram da birçokları gibi model uçaklarla başladı. Hatırlayan kalmış mıdır bilmem, benim çocukluğumda JetModel diye bir dükkan vardı, ben Galatasaray Lisesinde okurken, Tünelin orada daracık bir ara sokakta, sadece gidenlerin bildiği bir yerde olan JetModel’e uğrar, balsa ağacından çıtalar alır, evde plan üzerinde keser yapıştırır kendi modellerimi yapardım. Hatırladığım ilk doğru düzgün modelim Gezgin’di, daha sonra Avcı’yı da yapmıştım ama Gezgin kadar başarılı olamamıştım. O zamanlar uzaktan kumandalı modeller ise ancak büyüklerin oyuncaklarıydı, bizim gibi tıfıllar için fazla pahalıydı, biz de arada sırada gider modelleri uçurdukları Gürpınar’da, Samandıra’da ağzımız sulana sulana seyrederdik.

Arada yaptığım kağıt uçakları saymazsak, üniversite yıllarına kadar üç aşağı beş yukarı bu minvalde devam etti havacılık merakım. Üniversitede ilk katıldığım kulüp dağcılık oldu, eh serde “Gezgin”lik var ya, ondan olsa gerek.

Ancak daha sonra arkadaş çevrem sayesinde üniversitenin havacılık kulübü BUHAK ile tanıştım. Buradaki dostlar Emre Aytaç, Cem Altunbaş, eğitmenim Birol Demirbağ benim “ayağımı yerden kesen” arkadaşlar oldular. Senelerden 1993, Türkiye’de daha yeni olan yamaçparaşütü eğitimimin ilk günü gerçekten unutulmaz bir andı, harnes, kanat, kolonlar, kısa bir koşu, yerden sadece birkaç metre kesilmiştim ama inmeyi hemen unutmuştum, ayaklar önde kıçüstü oturduğumu hatırlıyorum :) Çatalcadaki dikenli tepelerden sonra ilk ciddi irtifamı Eskişehir İnönü’de C tepesinden yapmıştım, 200mt irtifa bitmek bilmemişti .. Ve ünlü ölüdeniz babadağ .. Sabah biraz geç kalınca 1700’den ilk uçuşta öğlen termikleriyle tanışmıştım, sağolsun bilecikler (Black Magic, Airwave) bizi üzmemişti, ama ben de ilk inişimde koskoca kumsalı tutturamayacaktım az daha, sahildeki rüzgarı iyi hesaplayamamış, inişten önce son bir 360 atınca belcekız otelin üstünde ampül olmuştum, nasıl oldu da o demir korkulukların tam önüne inebildim, hala bir muammadır benim için :)

Ve ardından Albatros günleri, senelerden 1996,  Boğaziçi üniversitesinde BUHAK’ın odasındaki toplantılarda kurduk sevgili Albatros’umuzu. İzleyen senelerde Türkiye çapında özellikle üniversite kulüpleri arasında gelişen iletişimle birlikte festivaller, şenlikler, kamplar derken 2000’li yıllarda ilk yarışmalar düzenlenmeye başlandı. Benim ilk yarışmam ise 2003 Kayseri Pre-PWC yarışması oldu. O zamanlar ancak daha DHV2 seviyesinde uçuyordum, Firebird Hornet kanadımı yeni almıştım, ve hala 100+ diye bir hayalimiz vardı. Bu yarışma hayatımı değiştiren yarışma oldu, evet yamaçparaşütü kariyerim açısından da etkisi oldu ama esas, sevgili eşim Sibel ile tanıştığım yarışma olarak hatırlıyorum ben orayı :)

2003 sonrası ise tam anlamıyla olay “koptu”, yarışmalar, organizasyonlar, uçuş gezileri kampları derken, resmi hayatına bir süre ara vermiş olan derneğimiz Albatros’u 2006 yılında yeniden hayata geçirdik. Bitmek tükenmek bilmeyen “federasyon” çabaları sırasında Albatros olarak öncü ve örnek olmayı sürdürdük ve nihayet 2009’da federasyonumuz “Türkiye Hava Sporları Federasyonu” olarak kuruldu.

Hakan Akçalar

2014-2020 Turkish XC Record: 343km