27 Şubat 2007

Salih Tural

ile admin

Askerliği de dahil edersek 10 yılı aşkın bir süredir İstanbul’da yaşamaktayım. 6 yıllık evliyim, eşim Dilek ile birlikte Küçükbakkalköy’de oturuyoruz. 32 yaşındayım. Bir dönem bankaların teftiş kurullarında ve kredi birimlerinde çalıştım. Halen özel bir şirkette fotokopi makinesi olarak çalışmaktayım.

Kendimi bildim bileli havacılığa ve uçaklara karşı müthiş bir ilgim ve hayranlığım oldu. Daha ilkokulda iken ansiklopedilerden uçakların nasıl uçtuklarını, jet motorlarının nasıl çalıştıklarını öğrenmiştim. Yıllar boyunca bu hayranlık yalnızca uçak fotoğraflarına bakmakla sürdü. Üniversitede ODTÜ Havacılık Topluluğu’nun yamaç paraşütü eğitimini görünce bu fırsatı kaçırmadım. 1997 yılında başlangıç eğitimini aldım, izleyen yıllarda da, kulüp pilotluğu ve pilotluk eğitimlerini aldım, hatta ODTÜ’de yardımcı eğitimcilik bile yaptım (bkz. koyunun olmadığı yerde keçiye abdurrahman çelebi derler). Sağlık sorunları ve askerlik nedeniyle verdiğim muhtelif araları saymaz isek, 1997 yılından bugüne kadar yamaç paraşütü ile iyi kötü meşgul oldum. İş nedeniyle uçuşa zaman ayıramadığım dönemler de oldu elbette.

Bugüne kadar, ODTÜ Havacılık Topluluğu’nda uçtuğum Airwave Black Magic (bilenler bilir), Condor, ITV Vega, Apco Sabra, Pro-Design Challenger vs gibi kanatları saymaz isek, kendime ait iki kanadım oldu. 2001 yılında ikinci el aldığım Airea Session kanadı 5 yıl kadar kullandıktan sonra 2006 yılında halen uçmakta olduğum Airwave Sport3’ü aldım. ODTÜ’de uçtuğum kanatların büyük bölümü yamaç paraşütü sporunun serbest paraşütçülükten evrildiği yıllardan hemen sonra dizayn edilmiş, son derece düşük performanslı kanatlardı. Şimdi oturup o yıllarda uçtuğumuz kanatlara, kullandığımız malzemelere bakınca çok gülüyorum; parlak neon renkli gömlek harnesler, soluk renkli ve bol yamalı kanatlar, yüz kısmı açık kasklar… Bir yandan da o zamanlar daha cesur ve gözükara olduğumu anlıyorum, daha fazla gaza gelip daha fazla risk alıyormuşum…

Havacılıkla ilgili kitaplar okumak, videoları, filmleri ve belgeselleri izlemek hala çok hoşuma gidiyor… Uçak belgesellerini ve özellikle kazalarla ilgili olanları izleye izleye artık uçak kazalarının ne şekilde ortaya çıktığını en ince detayına kadar öğrenmiş durumdayım. Eşim uçak belgesellerinden bıktı benim yüzümden…

Yamaç paraşütü haricinde amatör fotoğrafçılıkla uğraşıyorum. Temel düzeyde 2 adet SLR makinem ve 5-6 tane lensim var, fotoğraf çekip bunları dijital ortamda düzenlemek hoşuma gidiyor. Yaklaşık bir yıldır dağ bisikletine biniyorum, Levent’in önderliğinde başladığım bu işe de elim geldiğince vakit ayırmaya çalışıyorum (fotoğrafçılıkla birlikte bu ikisi tam bir masraf kapısı). Başta uçuş simülasyonları olmak üzere bilgisayar oyunlarına da vakit ayırmaya gayret ediyorum…