22 Temmuz 2010

Eskişehir Kırkgız

ile Salih Tural

Cuma akşam bizim evden hareketle Gökhan, Avni Abi ve ben Eskişehir’e doğru yola çıktık. Yolda mola yerlerinden birinde ben foto makinem ve cep telefonumun olduğu çantayı unuttum, yaklaşık 40 km sonra durumu fark ettim. Mecburen o kadar yolu geri döndük. Zaten çok hızlı gitmediğimiz için gece 2 gibi Eskişehir’in Kaymaz beldesindeki mesire yerine gittik. Genel olarak harika bir kamp yeri idi; su, ağaçlar, piknik masaları, çimen ve ateş yakmak için kullanılacak kuru ağaç dalları vs herşey kamp için çok uygundu. Ben kamp işlerini pek sevmememe rağmen bu sefer kamptan epey keyif aldım. Gökhan’ın kahvaltıda yaptığı sucuklu yumurta ve akşam yemeğinde yaptığı hellim peynirli, domates soslu köfte çok güzeldi…

Cumartesi günü sabah hava çok erken çalıştı (saat 10.30’da dusteviller görülmeye başlanmıştı) ancak Bursa’dan gelen arkadaşları bekledik ve ancak 12 gibi yamaçta olabildik. İlk çıkan birkaç arkadaş iniş alanına patladı. Herkes sermiş havayı bekliyordu, ancak sabahki hava gitmişti. Ben yamacın biraz açığında termik dönen 2-3 yırtıcı kuşu görünce hemen peşlerine takıldım ve onlarla birlikte 2.000 metreye kadar tırmandım.BU arada Ziya low save yaparak küllerinden doğru ve bulut tabanı yaptı.  Bir iki arkadaş daha termik bularak uzamışlardı. Ancak benden sonra çeken arkadaşların çoğu aşağı patlamış, termikler hemen bitmiş. Ben havada ziyayı yakaladım, ancak 12 km sonra yol kenarına patladım. Ziya ise o gün 93km gitti…

Cumartesi gününün kötü olayı ise inişte Avni abinin ayağını kırması oldu. Başta sadece burkulma olduğunu düşündük, hastaneye gittik ancak film çekilince bilekte ufak bir kırık olduğunu gördük. İstanbulda yapılan detaylı tetkik sonrasında ise Avni abinin bileğinde 3 parçalı kırık olduğu ortaya çıktı. Salı günü ameliyat geçirdi, kendisine tekrar geçmiş olsun diyorum.

Pazar günü Avni abiyi alçılı bacağı ile birlikte kampta bıraktık, yanına yiyecek ve çay koyup burda idare et, uçup gelecez dedik. Yani anlayacağınız çok hayırlı arkadaşlarızJ  Pazar günü saat 11 gibi yamaçta idik ancak bu sefer hava daha geç çalıştı. Ya da biz öyle olduğunu düşünüyorduk, zira kalkan birkaç kişi termik bulabildi. Herkes saat 1 gibi çıktı. Ben havada Gökhan’ın yanına çıktım, bulut tabanında bizi bekliyordu. Sonra Gökhan, Ziya ve ben uzamaya başladık, hemen sonra Serdar da bizi yakaladı, birlikte bir süre uçtuk. Ben 17.km de Seyitgazi ilçesine patladım. Ziya, Nihat Abi, Erol ve Oğuzhan birkaç km ileri indiler. Gökhan ve Serdar ise 31 km ye gittiler… Aslında birlikte uçmayı becerebilsek güzel mesafeler çıkabilirdi…

Avni abinin kazasını ve başımıza gelen sair şanssızlıkları saymazsak genel olarak keyifli bir haftasonu oldu. Eskişehirdeki Kırkkız Tepe gerçekten iyi düzeyde potansiyel içeriyor. Kuzeybatı, kuzeydoğu rüzgarlarında Konya ya da Afyon-Denizli bölgesine rahatlıkla geçilebilir görünüyor. Ha, ben geçemedim o ayrı, ama becerikli pilotlardan iyi dereceler gelecektir, eminim. Bölgedeki köyler ve köy halkı çok medeni, çok misafirperver. Köyler tertemiz, meyve ağaçları dolu. Kamp yeri harika… Daha ne olsun…

Salih