Yabanhane…
Bu haftasonu bizim Termiksi’nin Yuvacik’taki klübesine konuk olduk. Ne zamandır şu şehirde kısıldık kaldık diye zaten canımız sıkkındı, şöyle gidelim biraz ruhumuzu dinlendirelim dedik. Odun ateşinde kestane közleyip muhabbet edelim, iki şişe şarabı sakin sakin tüketelim istedik.
Termiksi saolsun, çok güzel ev sahipliği yaptı bize. Yemekten sonra tam kestane sefasına oturmuştuk ki, inanilmaz bir rüzgar patladı. Ama öyle böyle degil, ağaç evin duvarları esnemeye başladı. Tabii bizim soba da lodosu arkasına alarak içeriye duman püskürtmeye başladı. Bizim tembellik ortamı o anda can pazarına dönüştü. Bir kısmımız dumandan zehirlenmeden evden kaçıp kendini kurtardı. Bir kısmımız dumana rağmen, canını tehlikeye atarak yanmakta olan sobanın içinden odunları eliyle tek tek dışarıya taşıdı (abarttığımın farkındasınız). Sonuçta güzelim sıcak evin kapısını penceresini açıp içerisini havalandırdık ve soğuttuk, sobayı da söndürmek zorunda kaldık, katalitik yaktık…
Meğer kabus yeni başlıyormuş, gece öyle bir rüzgar esti ki çoğumuz gürültüden ve endişeden doğru düzgün uyuyamadı. Bizim termiksi ise hiç uyumadı, bütün gece ayakta kaldı.
Ertesi gün rüzgar delice esmeye devam etti. Biz de bazı zayıf ağaçları yıkılmasınlar diye kazıklarla destekledik… Tokmak, orak ve balta gibi alışık olmadığımız aletleri kullandık.. Tabii ortamda dönen Yaban esprilerini tahmin edebilirsiniz.
Daha sonra çevrede gezintiye çıktık. Kelimelerin anlamını kaybettiği bir an…
Benim hatırladığım tek şey; ojesiz, makyajsız gezmeyen sevgili karıcığımın birden mağaraya giricem diye tutturması oldu. Meğer kızın içinde nasıl bir şeytan varmış, neyse ki kıyafetinden dolayı çok ilerleyemedi ama tekrar gelicez diye söz verdik…
Soba da Kestane, sucuk, sarap, sohbet şeklinde başlayan gecemiz, Perfect storm’un ortasına düşmemiz hayal kırıklığına döndü. Güzelim sobayı sondurmek zorunda kaldık. Bu da bana kendi dizayn ettiğim baca başlığını yaptırmam için vesile oldu. Sabahın 4’ü gibi dışarı çıktım. Temiz 80-90 km ruzgar gordum. Bir kac tane agac yerinden sokulmustu. Demekki neymis sadece ucmaya giderken degil herzaman hava durumunu kontrol etmek lazimmis. Ertesi is yerindeki arkadasim hava durumuna bakmadiniz mi firtina uyarisi vardi deyince utandim valla. Ama yinede guzeldi, bir daha ki sefere diyoz.
Termiksi
iyi havada daha kalabalik gidelim bari. agirlik olur, ucmasini engelleriz :)
bidahaki sefere bana da haber edin atlayıp gelelim… artık kaç kişi bilmiyom ama…